Prof. Dr. Haydar BAĞIŞ

TÜRKİYE'de NASIL DOÇENT OLUNUR.

TÜRKİYE'de  NASIL DOÇENT OLUNUR.

Kısaca Doçent Nasıl Olunur:

1- Aday Başvuru kriterlerini sağladıktan sonra ÜAK başvuru yapan aday önce 5 profesörden en az 3'nin  dosyasına onay vermesi gerekir.

2- Dosyadan geçen aday kısa zamanda içinde 5 profesör karşısında sözlü sınava tabi tutulur.  En az 3 jüri üyesinin oyunu alarak Doçent ünvanını alabilir. 

 

Profesörlük pozisyonuna ulaşıldığında önünüze gelen görevlerden birisi de Doçentlik pozisyonuna başvuran adayların dosyalarının değerlendirilmesidir. Bu değerlendirme sürecinin Türkiye’deki tek tipçi üniversite sistemi nedeni ile bol miktarda sorunlarının olduğu biliniyor. Ayrıca, Doçentlik jurilerinin oluşturulması ve jurilerin çalışması da kişiler arasındaki farklılıklar nedeni ile farklı sonuçların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Az sayıda/yetersiz akademik etkinliği olan bir aday Doçentlik sürecinde başarılı bulunabilirken, farklı bir juride öbür adaydan daha kuvvetli bir dosyaya sahip aday başarısız bulunabilmektedir. Ayrıca, juri üyelerinin dosya değerlendirme kriterleri belli olmadığı için juri üyesinin objektifliği yani farklı adaylara farklı değerlendirmeler yapıp yapmadığı da bilinmemektedir. Daha da vahim bazı durumlarda, bağımsız değerlendirme yapılması gereken dosyaların değerlendirmesi sürecinde juri üyelerinin birbirlerine kulis yapması, hatta bir üyenin yazdığı raporu diğer üyeye göndermesi ve benzer rapor yazmasını istemesi şeklinde olayların olduğu da bilinmektedir. Dosyaların değerlendirme işlemi zaman aldığı için bu değerlendirme işleminin çoğu ya da bir kısmının asistanlara yaptırıldığı da akademik dünyada zaman zaman dile getirilmektedir.
Doçentlik değerlendirme sürecinin etik değerlere bağlı kalarak, adayın kişisel özelliklerine ya da onu tanıyan kişilerin yönlendirmelerine bağlı kalmadan sadece akademik kıstaslarla değerlendirmesinin önemine inandığım için, bir kaç Doçentlik dosyası değerlendirmesi sonrasında kendi kişisel kriterlerimi herkesle paylaşmak ihtiyacı duydum.
Doçentlik (ya da yurt dışında kullanılan tabirle Tenure) akademik hayatın önemli bir basamağıdır. Normalde bu aşama bir akademisyenin kendisini pek çok yönden geliştirdiğini, bağımsız çalışmayı, araştırma yönlendirmeyi başardığını ve çalışmalarının bir etki yaptığını/yapacağını gösterdiği noktadır. Gelişmiş ülkelerde araştırma ve eğitim ağırlıklı üniversite farkı bulunmakta ve doçentlik değerlendirmeleri Türkiye’deki gibi tek tipçi değil, adayın bulunduğu duruma (araştırma ya da öğretim ağırlıklı olmak) ve kuruma göre yapılmaktadır. Ağırlıklı olarak araştırma yapan bir akademisyen ve ağırlıklı olarak öğretim yapan bir akademisyen arasında değerlendirme kriterlerinde farklılık olmaktadır. Ancak, ülkemiz için bu tür bir ayrım bulunmaması nedeni ile doçentlik payeleri herkes için aynı tür pozisyon durumuna indirgenmiştir. Bu nedenle, ne yazık ki her Doçentlik adayı aynı kriterler ile değerlendirilmektedir. İleride bu konuda gerekli değişikliklerin yapılması gerekmektedir.
 
Yukarıda belirtilen mevcut şartlar altında benim kriterlerime göre adayın özelikle göstermesi gereken performanslar şunlardır:
1. Güçlü bir araştırma yayın kayıdının bulunması,
2. Akademik etkiye sahip olması,
3. Araştırma projeleri (grant funding) yürütebilmesi,
4. Öğretim faaliyetlerinde bulunması,
5. Araştırmacı/çırak yetiştirebilmesi,
6. Topluma hizmet edebilmesi gerekmektedir.
Bazı özel koşullarda, adayın bir alanda zayıf olması durumunda bu açığını diğer alandaki ekstra çıktılar ile kapatması beklenmektedir. Bu bağlamda, tarafıma değerlendirmek için yollanan Doçentlik dosyalarını değerlendirirken aşağıda bulunan kriterlerden yararlanacağım unutulmamalıdır.
 
1. Güçlü bir araştırma yayın kayıdı
1.1. Uluslararası hakemli dergi makaleleri:
Bu madde en önemli değerlendirme kriterlerindendir. Doçentlik payesine başvuran adayın bireysel ya da ekip ile etkili akademik çalışma yaptığının en temel delili bu başlık altında sunulan makalelerdir. Uluslararası hakemli dergi makaleleri adayı tanıma şansı hemen hiç olmayan, yurtdışındaki hakemlerin değerlendirmesi sonucunda kabul edildikleri için ayrı bir öneme sahiptir. Ancak, burada önemli bir nüans bulunmaktadır. Ülke içinde yayınlanan dergilerimiz uluslararası indekslere girmiş ulusal dergilerdir. Dolayısı ile adayların SSCI, SCI ve diğer indekslerinde taranan Türkiye kaynaklı dergi makaleleri Ulusal dergi yayını grubunda değerlendirilmektedir (Diğer bilim alanlarında istisnai durumlar belki söz konusu olabilir, ancak eğitim alanında halen bu durum geçerlidir).
Bu konu ile ilgili diğer önemli husus, her indeksli derginin de etkili dergi olarak kabul edilmemesidir. Buradaki en önemli kriterlerden birisi ücret karşılığı yayın yapılan dergilerden kaçınılması ve etki faktörü yüksek dergilerin tercih edilmesidir. Dosya incelemesi esnasında her dergi tek tek değerlendirilmekte, yayın ve hakem kurulları incelenmekte ve dergide yapılan diğer yayınlar da dergi yayın kalitesinin anlaşılması için değerlendirmeye alınmaktadır.
 
1.2. Uluslararası bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabında (Prooceedings) basılan bildiriler
Akademik hayatın ve dolayısı ile Doçentlik pozisyonunun olmazsa olmazlarından birisi, yapılan çalışmaların uluslararası platformda alanın önde gelen ve bilinen toplantılarında sunulmasıdır. Adayın Doçentlik başvurusu öncesi yeteri sayıda bu tür konferanslara katılmış ve çalışmalarını paylaşmış olması beklenmektedir. Bu başlık için önemli hususlardan birisi yurtiçinde yapılan ama isminde uluslararası ibaresi olduğu için bu başlık altına konulan bildirilerin bu başlık altında kabul edilmeyeceğidir. Bunlar, uluslararası katılımlı ulusal toplantılardır. Dolayısı ile uluslararası bilimsel toplantı başlığı altında değerlendirilemezler. Keza, yurt içi gruplar tarafından yurtdışında gerçekleştirilen toplantılar da benzer şekilde değerlendirilecektir.
Uluslararası bilimsel toplantılara katılım konusunda akademisyenlerin ciddi bir ön inceleme yapması önerilmektedir. Son yıllarda bazı akademik toplantıların amacı dışında düzenlendiği bilinmektedir. Bu tür toplantılardan özellikle kaçınılmalı, başvurulan alanın önde gelen araştırmacılarının katıldığı toplantılar tercih edilmelidir.
 
1.3.Yazılan uluslararası kitaplar, kitaplardaki bölümler
Doçentlik başvuru koşulları puan listesinde yer alan uluslararası kitap tanımında “Tanınmış uluslararası yayınevleri tarafından yayınlanmış” ibaresi yer almaktadır. Yurtdışında yüzbinlerce yayınevi bulunması nedeni ile sadece belli bir akademik saygınlığa sahip yayınevleri tarafından yayınlanan kitaplar ya da kitap bölümleri değerlendirmeye alınmaktadır. Yüksek lisans ve doktora tezlerini ciltleyip kitap olarak pazarlayan bazı yayınevleri son yıllarda ortaya çıkmıştır. Bu tür girişimlerden de uzak durulması gerekmektedir.
 
1.4.Yazılan ulusal kitaplar, kitaplardaki bölümler
Türkçe kitap/kitap bölümü yazmak ve bu yolla alana önemli katkı olarak değerlendirilmektedir. Dolayısı ile adayın bu tür yayınlarının bulunması olumlu olarak değerlendirilmektedir.
 
1.5.Ulusal Hakemli Dergilerde Yayımlanan Makaleler

 
Yukarıda da belirtildiği gibi uluslararası indekslere (SSCI de dahil) girmiş ulusal dergiler bu başlık altında değerlendirilmektedir. Ulusal dergilerde yapılan yayınlar sadece nicelik olarak değil nitelik olarak da irdelenmektedir. Hakem değerlendirme sürecinin sağlıklı işlediğine dair bilgilerin dergide bulunmasına değerlendirme esnasında dikkat edilmektedir.
 
1.6.Ulusal bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitaplarında basılan bildiriler
Yurtiçinde ya da yurtiçindeki grupların yurtdışında gerçekleştirdiği toplantılar bu kapsamda değerlendirilmektedir. Yukarıda belirtildiği gibi toplantının adında uluslararası ibaresi olması konferansı uluslararası bir etkinlik yapmamaktadır. Ulusal toplantılarda da bildiri değerlendirme sürecinin sağlıklı işleyip işlemediği değerlendirme esnasında dikkate alınmaktadır.
 
2. Akademik Etki
Adayın yaptığı çalışmaların sayısı kadar yarattığı etki de önemlidir. Bu nedenle yapılan yayınların ve diğer akademik çalışmaların yarattığı etki de değerlendirme faktörü olarak ele alınacaktır. Diğer araştırmacılarca çalışmalara yapılan atıflar ve adayın ilgili akademik veri tabanlarındaki görünürlüğü de değerlendirme kapsamında dikkate alınmaktadır.
 
3. Araştırma Projeleri
Bir akademisyenin gerçekleştirmesi gereken önemli etkinliklerden birisi de fonlu ulusal ve uluslararası araştırma projeleridir. Özellikle son yıllarda TÜBİTAK tarafından sağlanan desteklerin çeşidinin ve miktarının çok artması geçmişte yaşanan sorunları ortadan kaldırmıştır. Diğer yandan Avrupa Birliği tarafından sağlanan fonlar da (Leonardo, FP7, vb.) araştırmacılar için önemli imkanlardır. Yayın etkinliği ile doğrudan bağlantılı olan bu başlık yine adayların dosyasında değerlendirme için aranan bir maddedir. Projeler sonunda ortaya çıkan çıktılar da (patent vb.) değerlendirilecktir.
Kurum içi araştırma imkanı olarak sunulan Bilimsel Araştırma Projeleri türü kaynakların araştırma bağlantısının ne kadar güçlü olduğuna yönelik veri aranacaktır. BAP projesi çıktılarının yayına dönüşüp dönüşmediği değerlendirme kapsamında irdelenmektedir.
 
4. Öğretim Faaliyetleri
Akademik çalışmanın olmazsa olmazlarından olan ders verme etkinliği de önemli değerlendirme kriterleri arasındadır. Adayın öğretim geçmişi ve özellikle alanla ilgili verdiği lisans ve lisansüstü dersler irdelenmektedir.
 
5. Araştırmacı Yetiştirmesi

Doçentlik süreci hem bağımsız araştırma yapma hem de araştırma yaptırma etkinliklerini kapsamalıdır. Araştırma yapmak kadar, bilgi ve becerilerin alttan gelen nesle aktarılması da önemlidir. Tez yönetmek, eş danışman olmak ya da tez jürilerinde yer almak Doçentlik değerlendirmeleri kriterleri arasında önemli bir yere sahiptir. Ancak, bazı kurumların lisansüstü programlarının bulunmaması sebebi ile adayın tez yönetme imkanı olmayabilir. Bu tür durumlarda diğer kurumlarda yürütülen tezlerde eş danışmanlık ya da tez jüri üyeliği deneyimi aranacaktır. Bunlarında da olmaması durumunda adayın bu açığını diğer alandaki ekstra çıktılar ile kapatması beklenmektedir.
 
6. Topluma Hizmet/Servis
Bilimsel ve öğretim etkinliklerin yanı sıra bir akademisyenin servis etkinliği yani kurumun çalışmalarına verdiği destek de olumlu değerlendirilmektedir. İdari görev yapmamış olan adayların buna alternatif, topluma hizmet türü uygulamalarda yer almış olması da servis kapsamında değerlendirilmektedir.
 
Etik Hususlar
Akademik performans ve üretkenliğin yanı sıra temel etik kurallara uygunluk yukarıdaki tüm maddeleri kapsayan bir husustur. Adayın sunduğu dosyada etik kurallara aykırı durumların olmaması gerekmektedir. Örneğin, aday bir akademik dergi ya da konferans kurulları içinde yer alıyorsa buradaki yayınlarını etik olarak doçentlik değerlendirmesinde sunmaması gerekir. Ya da tezinde/yayınlarında diğer araştırmacıların yayınlarına eksik referansta bulunmak, daha da kötüsü bulunmamak ciddi etik sorunlar arasında yer alır.

 

Kaynak: 

ODTÜ Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr.Kürşat ÇAĞILTAY Nasıl Doçent Olunduğunu ve Olunması Gerektiğini Bir Yazısında Değerlendirdi.

https://www.akademikpersonel.org/anasayfa/turkiyede-nasil-docent-olunur.html

 


Diğer Duyurular
Sınırlı Sorumluluk Beyanı
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.© 2010 - 2024, Tüm hakları saklıdır. Gizlilik Sözleşmesi. Bu web sitesi CEOTECH tarafından yapılmıştır. Daha detaylı bilgi almak için lütfen tıklayınız.